Düğün Takıları Kime Aittir?
Tarafların boşanma aşamasında ya da boşanma aşamasından önceki olan dönemde en çok merak ettiği konu; düğün takılarının kime ait olduğudur. Genelde erkek tarafın takmış olduğu altınlar erkek tarafına, kadın tarafın takmış olduğu altınlar ise kadın tarafına olarak bilinmektedir. Takı konusu nedeniyle eş ya da aileleri tarafından büyük ihtilaf konusu olmakta, takı konusundaki uyuşmazlıklar nedeniyle boşanmaya kadar taşınmaktadır. Kanunda ziynet eşyası ve nakit paranın kimin hakkı olduğunda bir açık bir hüküm bulunmamaktadır. Yargıtay içtihat kararlarına göre ziynet eşyası ve nakit paranın kime ait olduğu görüşü belirtilmiştir. Düğünde takılan takılardan kasıt, bilezik, kolye seti, çeyrek, Cumhuriyet, ata, yarım altın gibi tüm takıları kapsamaktadır.
Yargıtayın birçok emsal kararında, düğünde takılan altınlar erkeğe takılsa da tüm altınların gelinin Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre kişisel malı olduğu, erkeğe özgü olan ve yalnızca erkeğin kullanabileceği olan takı türünün erkeğe ait olacağı belirtmişti. Düğünde takılan takıların hangi tarafa ait olduğuna dair kararda altın ya da paraların damadın ailesi tarafından mı yoksa gelinin ailesi tarafından mı takıldığı hususuna bakılmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yeni kararı ile düğünde takılan altınlara dair paylaşım şeklinde değişiklik getirilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2020, 2017/3-1040 Esas, 2020/240 Karar Sayılı kararında, erkeğe takılan takıların erkeğe, kadına takılan takıların ise kadına ait olduğu belirtilmiştir. Erkeğe takılan takılarda bir istisna getirilmiş olup kadına özgü olan takılar erkeğe takılmış olsa dahi kadının hakkı olduğudur. Kısaca Yargıtayın görüşüne göre; erkeğe takılan takıların geline ait olduğu belirtilmiş iken artık erkeğe takılan kadına özgü olmayan takıların erkeğe ait olacağı görüşü hakimdir.
Kadına özgü olmayan takılara örnek verilecek olursak çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve gram altın gibi ziynet eşyalardır.
Erkeğe özgü takılar ise erkek saati, altın kol düğmesi gibi… Görüldüğü üzere yeni karar ile erkeğe takılan takıların kadına özgü olup olmadığı ayrımı bulunmaktadır, kadına özgü ziynet eşyasının (bileklik, küpe, bilezik gibi) erkeğe takılması halinde takılar kadına ait olacaktır.
Taraflar arasında ziynet eşyasının paylaşımına dair bir anlaşma var ise anlaşmada belirtilen şartlar uygulanacaktır.
Takıların düğün esnasında erkek ya da kadına takılmadığı, yalnızca sandık ya da kesede altınların atıldığı durumda paylaşım önemlidir. Düğünde altınlar sandık ya da kese ile toplanıyor, gelin ve damat üzerine takılmıyor ise altınların paylaşımı çiftler arasında yarı yarıya olacaktır.
Düğünde Takılan Nakit Para
Ziynet eşyası (düğün takıları) davasında, kadın, düğünde takılan bilezik, kolye, küpe ve çeyrek altın gibi altın türünde olan eşyaların iadesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak düğünde takılan altınlar, kadının kişisel malı mıdır yoksa her iki tarafın ortak malı mıdır tartışma konusudur. Bu nedenle de düğünde takılan nakit para, ziynet eşyasının iadesi davasına konu edilip edilmeyeceği genelde merak konusudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yeni kararı erkeğe takılan para, kadına özgü olmayacağından erkeğin hakkı olacağı yönündedir.
Düğünde takılan nakit paraya ilişkin Yargıtay emsal kararlarında, çiftlerin gelenek ve göreneğine nakit paranın hangi eşin hakkı olduğunu belirtmiştir. Diyelim ki; çiftlerin geleneğine göre kadına takılan nakit paranın kadına, erkeğe takılan nakit paranın ise erkeğin hakkı olduğu yönünde ise nakit para bu yönde hak doğuracaktır. Başka bir geleneğe göre tüm nakit para, kadının hakkı ise nakit paralar kadının hakkı olacaktır. Ancak uygulamada mahkemeler, düğünde takılan nakit paranın tamamının kadının olduğu yönünde görüş olduğundan nakit para kadının hakkı olarak karar verilmektedir.
Evlilik İçerisinde Alınan Altınlar Kime Aittir?
Düğünde takılan altınların haricinde tarafların evlilik içerisinde birbirlerine hediye olarak almış olduğu altınlarda kimin hakkı bulunmaktadır. Tarafların birikim amacıyla almış oldukları altınlarda her iki tarafın da yasal hakkı vardır. Ancak erkek tarafından kadına ya da kadın eş tarafından erkek eşe alınan takı, altın bağışlanmış sayılacaktır. Bu nedenle dava açılarak evlilik birliği içerisinde alınan hediye takının iadesi talebiyle dava açılamaz.
Ancak bağışlanan hediyede bazı koşulların bulunması halinde bağışlamadan rücu davası açma hakkı bulunmaktadır. Bağışlamadan rücu davası açılabilmesi için Türk Borçlar Kanunu’nun 295. Maddesi ve devamında koşullar belirtilmiştir. İlgili maddede, bağışlanan, bağışlayana ve yakınlarından birine ağır suç işlemişse, bağışlayana veya ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa, yüklemeli bağışlamada haklı sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse dava açılabilir. Ancak bağışlamadan rücu davası açabilmek için hak düşürücü süre verilmiştir. Söz konusu süre, boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldır.
Çeyiz Eşyalarının İadesi
Çeyiz eşyaları, kişinin kişisel malıdır. Kişisel malların iadesi için boşanan eş, diğer eşten iadesi için talepte bulunabilir. Ancak davayı açan eş, mallarının kendisine ait olduğunu ve o malların diğer eşte kaldığını ispat etmekle yükümlüdür.
Eşyaların aynen iade edilmesinin mevcut olmadığı durumlarda ise eşyaların bedelini tazminat olarak istenebilmektedir.
Eşya iadesi ile tazminat olarak talep edilen davalarda zamanaşımı durumları da farklılık göstermektedir. Tazminat olarak talep edilecek olan davada zamanaşımı 10 yıl iken Yargıtay çeyiz eşyalarının aynen iadesi davasının her zaman açılabileceğini belirtmiştir.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) İadesi Davası
Eşinden boşanmak isteyen taraf, düğünde takılan takıların kendisine iade edilmesini istiyor ise boşanma davası ile birlikte açabilecektir. Boşanma davasından ayrı olarak ziynet eşyası iade davasını da açabilme hakkı bulunmaktadır.
Ziynet eşyası iadesi talebinde bulunan taraf açmış olduğu davada, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün değil ise ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesi yönünde talepte bulunabilecektir.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ziynet eşyasına dair iade talebinde bulunacak olan davacı hangi mahkemede dava açacağını bilerek hareket etmelidir. Davacının görevli ya da yetkili olmayan mahkemede dava açması, hukuki ve zaman kaybına yol açabilmektedir.
Ziynet eşyası talebine dair davalarda görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri görevli mahkemedir. Asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakabilecektir. Yer yönünden yetkili mahkeme ise, genel yetkili mahkemedir. Yer yönünden davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Düğün Takıları Mal Paylaşımı Davasına Dahil Edilir Mi?
Mal paylaşımı davası, tarafların evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları malın paylaşımı talepli davadır. Ancak ziynet eşyası, kadının kişisel malıdır. Bu nedenle boşanma davalarına bağlı olarak mal paylaşımı davasında ziynet eşyasına dair hesaplamalar dahil edilmeyecektir. Mal paylaşımı davasına ziynet eşyaların konu olması için ziynet eşyasının mal rejimine konu olan bir mal için harcanması gerekmektedir. Şöyle ki; taraflar evlilik birliği içerisinde bir araç alınmış ve bu aracın bir kısmı düğünde takılan altınların bozdurulmasında kullanılmış ise, ziynet eşyası kısmı, mal paylaşımına dair hesaplamada dahil edilmeyecektir.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Davasında Harç Oranı
Düğünde takılan takıların iadesine ilişkin açılacak olan davada, harç, nispi harçtır. Davaya konu edilen altınların değeri üzerinden hesaplanacaktır. Ziynet değerleri üzerinden binde 68,31 üzerinden hesaplanacaktır.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) İadesi Davasında Faiz
Düğün takılarının iadesi talepli davada, faiz talebinde bulunulabilir. Ancak davacı tarafın ziynet eşyasının iadesi talebinde faiz talebi bulunması gerekmektedir, talep olmadan mahkeme faize hükmetmeyecektir. Faiz olarak da yasal faiz uygulanacaktır. Yasal faiz, dava tarihinden itibaren olmak üzere işleyecektir.
Düğünde Takılan Altınların İspatı
Ziynet eşyasının iadesine dair davalarda önemli olan bir konu ispattır. Davayı açan davacı, iddiasını ispatlayamadığı vakit davası reddedilecektir. Bu nedenle dava açmadan önce davaya iyi hazırlanmalı ve deliller iyi tercih edilmelidir. Delil ispatı olmadığı vakit, dava reddedilecek ve aynı konuya ilişkin dava bir daha açılma hakkı bulunmamaktadır. Ziynet eşyasının iadesine dair dava açan davacı, düğünde takılan altınların davalı koca tarafından alındığını ve kendisinde olmadığını ispatlamakla mükelleftir. Düğünde takılan altınların kendisinde olmadığını ve kendisinden alındığını ispatlayamadığı vakit, davası reddedilecektir.
Davacı kadın, altınlarının kendisinde olmadığını ya da davalı ya da davalının ailesi tarafında kendisinden alındığını tanık, fotoğraf, mesaj, ses kaydı gibi birçok delil ile ispatı mümkündür. Tanık beyanlarında, anlatıma dayalı olarak beyanda bulunması ispatlanmış sayılmamaktadır. Tanık beyanlarında, davacıdan ya da davalıdan duyduğunu anlatması, bir sohbet içerisinde başkasından duyması ispat sayılmamaktadır. Tanık, davalının davacı kadının elinden altınları aldığını görür ve mahkemede bu durumu beyan eder ise ispat gerçekleşmiş olacaktır.
Bunun yanında davalı da altınların kendisinde olmadığını, davacıda olduğunu iddia ediyor ise ispatlamakla yükümlüdür. Sonuç olarak, davada kendi lehine bir durum çıkarmak isteyen ve kendi yararına hakkını savunan kişi iddia etmiş olduğu olayları kanıtlamalıdır. Kanıtlayamadığı vakit, iddiası ispatlanamayacak ve ispatlanamadığından davayı kazanma olasılığı da kalmayacaktır. Geri dönülmez hatalar olmaması adına bu konuda bir boşanma avukatından destek alabilirsiniz.
Düğünde Takıları (Ziynet Eşyası) İadesi Davası Zamanaşımı
Bir dava açılmadan önce davanın zamanaşım süresi olup olmadığı zamanaşım süresi var ise bu sürenin dolup dolmadığına bakılmalıdır. Zamanaşımı süresinin dolması halinde açılmış olunan dava, reddedilecektir. Öncelikle ziynet eşyalarına dair davada iki ayrı birbirine bağlı olan bir talepte bulunulmaktadır. Ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine yönünde talepte bulunulmaktadır. Her iki talebe göre zamanaşımı süresi farklılık göstermektedir.
Ziynet eşyası, davalı kocada bulunuyor ve aynen iadesi mümkün ise açılacak olan ziynet eşyası davası her zaman açılabilir. Ancak ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün değil ise on yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır. 10 yıllık zamanaşımı süresi, tarafların boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlamaktadır.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) İadesi Davasında Bilirkişi Raporu
Düğünde takılan altınlara ilişkin talepte bulunan ya da talepte bulunacak olan kişilerin genelde merak ettiği bir konudur. Düğünde takılan altınların miktarının nasıl kanıtlanacağı ve hesaplamasının kim tarafından yapılacağıdır. Önemli olan konudur. Şayet davacı taraf düğünde takılan altınların dava açılırken cins, miktar ve değerini de belirtmektedir. Ancak bu altınların kanıtlanması kolay olmamaktadır, takılan altınların değeri, cinsi miktarı nasıl kanıtlanacaktır.
Düğün takıları, bilirkişi tarafından hesaplanacaktır. Dava dilekçesinin ekinde davacı, düğün CD’sini sunacak ya da düğün CD’si bulunmuyor ise düğünde çekinilen fotoğraflar sunulacaktır. Bilirkişi dosyaya sunulan belgeler doğrultusunda hesaplama yapacaktır. Altınların hesaplamasında uzman olan bilirkişi öncelikle düğünde taraflara ne kadar altın takıldığı, bu takılan altınların cinsi, değeri ve miktarının ne olduğu raporda detaylandırılacaktır. Bilirkişi, düğünde takılan altınların miktarı ve cinsini sıraladıktan sonra değerinin hesaplamasını yapacaktır. Bilirkişi raporunda, altınların değeri olarak dava açılış tarihi olarak alacaktır.
Düğün Takıları ile Araç ya da Ev Alınması
Düğünde takılan altınlar, kadının hakkıdır. Ancak kadın ile eşi arasında yapılan bir anlaşma ile düğün takıları ile araç ya da ev alınmış ise kadın, altınların aynen iadesine dair talepli bir dava açamayacaktır. Böyle bir durumda altınların değeri ve alınan malın değeri detaylı incelenmelidir.
Öncelikle, düğün takıları ile araç değerinin bir kısmı ödenmiş ve araç kadın üzerine kayıtlı ise kadının ziynet eşyasına dair iade talebinde bulunmaya hakkı olmayacaktır. Bu durumda erkek, kadın üzerine kayıtlı olan araçtan mal paylaşımına dair hak talep edebilecektir. Erkek, mal paylaşımına dair talepte bulunabilecek ancak, ziynet eşyalarına dair talepte bulunma hakkı yoktur. Yalnızca araç değerinden ziynet eşyası değeri düşülecek ve geriye kalan değer taraflar arasında paylaştırılacaktır.
Örneğin, düğünde takılan altınlar 30.000 TL tutmuş, üzerine tarafların birikimi olan 70.000 TL eklenerek bir araç alınmış olsun. Bu araçtan 30.000 TL olan kısım, kadının kişisel malı olduğundan geriye kalan 70.000 TL her iki taraf arasında paylaştırılacaktır. 70.000 TL olan kısım ikiye bölünerek erkek olan eşe 35.000 TL değer düşecektir.
Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Dava Dilekçe Örneği
İSTANBUL ( ). AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI: Ad Soyad
Adres
VEKİLİ: Av. Ad Soyad
Adres
DAVALI: Ad Soyad
Adres
KONU: Düğünde takılan altınların aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi talepli dava dilekçesidir.
DAVA DEĞERİ: … TL (Fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydıyla)
AÇIKLAMALAR:
1-) Taraflar …/…/… tarihinde evlenmiş ve evlilikleri davalının kusurlu davranışları nedeniyle müvekkil açısından çekilmez hale gelmiştir. Davalı eş, davacı müvekkile …/…/… tarihinde fiziksel şiddet uygulamış ve davacı müvekkili evden kovmuştur. Müvekkil kapı dışarı edildikten sonra ailesinin yanına sığınmış ve aynı gün karakola giderek darp raporu ile uzaklaştırma kararı almıştır. (İstanbul ( ). Aile Mahkemesinin …/…. D.İş Sayılı dosyası ile uzaklaştırma kararı mevcuttur.)
2-) …/…/… tarihinde müvekkil, İstanbul ( ). Aile Mahkemesinin …/… Esas Sayılı dosyası üzerinden boşama davası açılmıştır. Davacı müvekkil, ailesinin yanında kalmakta ve bu evlilikten dolayı çok fazla mağdur kalmıştır. Davacı müvekkil, evden kovulmuş olduğundan kişisel eşyalarını alamamış ve düğünde takılan altınlar da müşterek konutta kalmıştır.
3-) Tüm bu nedenlerle davacı müvekkil tarafından iş bu davaya konu olan ziynet eşyasının iadesi talepli dava açma zarureti hasıl olmuştur.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, bilirkişi, İstanbul ( ). Aile Mahkemesinin …/… Esas Sayılı boşanma dosyası, İstanbul ( ). Aile Mahkemesinin …/…. Değişik İş dosyası, düğün CD’si, fotoğraflar, mesaj kayıtları ve her türlü yasal delil.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK, HMK ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan ve gerekçelendirilen nedenlerle,
1-) Haklı davamızın kabulüne,
2-) Fazlaya ilişkin haklarımın saklı kalması kaydıyla şimdilik … TL değeri bildirilen düğünde takılan altınların (cins, miktar ve değerinin daha sonradan bildirilmesi) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte bedelinin ödenmesine,
3-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafça ödenmesi yönünde karar verilmesini saygılarımla vekaleten talep ederim.
Davacı Vekili
Ad Soyad
İmza
Düğünde Takılan Altınlar Yargıtay Kararı
Evden Ayrılmayı Tasarlayan Kadının Altınları Önceden Götürmesinin Mümkün Olduğu
Davacı kadın, boşanma davası ile birlikte ziynet eşyasına dair iade edilmesini de talep etmiştir. Mahkeme ziynet eşyasının iadesine dair talebi tefrik edilmiştir. Davacı kadın düğünde takılan takıların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise düğünde takılan altınların kendisinde olmadığını ve altınlar kendisinde olmuş olsa idi kredi çekerek araba alamayacağını belirtmiştir. Yargıtay, vermiş olduğu karar ile davalı tarafın karar düzeltme talebini kabul etmiş, onama kararının ise kaldırılması kararını vermiş ve kararın bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay ilamında, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanılabilen, taşınabilen ve götürülebilen bir eşya olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bu takıları evi terk ederken götürmesinin ve bu eşyaları gizlemesinin de her zaman mümkün olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilecektir.
Dava açan kadın, bu eşyaları evi terk ederken elinden zorla alındığını ve eşyaları götürmesinin önüne geçildiğini ispatlaması gerekmektedir. Ancak dosyada, davacı kadın dosyada buna ilişkin bir ispat gerçekleştirememiştir. Davalı tarafta kaldığına dair ispat gerçekleştirilmediğinden davanın reddine kararı verilmesi gerekirken kabulüne olarak verilen karar bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4945 Esas, 2019/235 Karar)
Düğünde Takılan Çeyrek Altınlar ile Eşya Alınması
Tarafları arasında görülen boşanma davasında ziynet alacağına dair davalı-karşı davacı taraf talepte bulunmuştur. Mahkeme, davacı kadının ziynet alacağına dair talebini kısmen kabul etmiştir. Ancak davalı-karşı davacı kadın reddedilen kısım için temyiz başvurusunda bulunmuş, temyiz başvurusu sonucu mahkemenin kararı onanmıştır. Bunun üzerinde davalı-karşı davacı kadın, bu karara karşılık karar düzeltme yoluna gitmiştir.
Yargıtay, dosyayı incelemiş ve davalı-karşı davacı kadının 33 çeyrek altınının iadesini talep etmiş, davacı-karşı davalı ise altınların düğünde takılan çeyrek altınların eşi tarafından bilgisi, onayı ile satıldığını belirtmiştir. Söz konusu altınların satımı ile taksitle mobilya ve beyaz eşya ödemesi yapıldığı beyan edilmiştir. Davacı-karşı davalı kocanın beyanı, altınların satıldığı ve eşine geri verilmediği ispatlanmıştır. Tarafların müşterek konutu davacı-karşı davalı kocanın babasına aittir.
Davalı-karşı davacı kadının alınan eşyalarla birlikte oturduğu konut, kayınpederine aittir. Davalı-karşı davacı kadının her zaman çıkarılma tehdidi altında olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğin kabul ettiği 30 çeyrek altının iadesi yönünde karar verilmesi gerekmekte olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacının karar düzeltme talebinin kabulüne kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/1934 Esas, 2018/15095 Karar)
Evden Fiziksel Şiddet Görerek Ayrılan Kadının Ziynete İlişkin Talebi
Taraflar arasında görülen boşanma ve ziynet alacağı yönünden görülen davada, ziynet alacağı talebi reddedilmiş ve davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı-karşı davalı dava dilekçesinde, ziynet alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı ise cevap dilekçesinde, kadının evi terk ettiğini, evi terk ederken altınları da götürdüğünü beyan ederek ziynet talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davacı-karşı davalının tanığı kocanın annesinin bir banka kasasında altınları sakladığını beyan etmiştir.
Yargıtay, incelemiş olduğu dosyadan davacı-karşı davalı kadının fiziksel şiddet görerek evden ayrıldığını altınların da erkekte kaldığı ve iade etmediği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu ret kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/583 Esas, 2018/14870 Karar)
Davacının Ziynet Alacağı Davasında Ziynete İlişkin Cins, Miktar ve Değer Belirtmesi Zorunluluğu
Taraflar arasında görülen boşanma davasında davacı-karşı davalı kadın tarafından reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, incelemiş olduğu mahkeme dosyasının vermiş olduğu hüküm altına alınan ziynet eşyasının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı olarak belirtilmeden karar verildiğini gözetmiştir. Ancak hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı olarak belirtilmeden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Bu nedenle Yargıtay, mahkemenin kararını bozmuştur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/5591 Esas, 2018/14631 Karar)
Düğünde Takılan Altınların Elinden Alındığına Dair Tanık Beyanı
Davacı kadın, ziynet eşyasının iadesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı kadının açmış olduğu dava reddedilmiş ve davacı bu karara karşılık temyiz yoluna başvurmuştur.
Tarafların evliliği yirmi iki yıldır devam ettiği ve düğünde takılan altınların davalıda kaldığını, aynen iade edilmesine, mümkün değil ise bedelinin ödenmesine yönelik dava açmıştır. Ancak davalı ise taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu ve iddia edildiği kadar takı takılmadığını, davacının takılar ile birlikte evi terk ettiğini savunarak davacının açmış olduğu davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme, davacı tanıkların yirmi iki yıl öncesine kadar takılan altın sayılarının bilmelerinin mümkün olmadığını ve bu nedenle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, başkaca bir delil sunulamadığını beyan ederek davanın reddine karar vermiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde kural olarak düğünde takılan altınlar kime takılırsa takılsın kadına ait olduğunu belirtmiştir. Davacı kadının düğünde takılan altınların davalı eşi tarafından alındığına dair ispat yükü olduğunu da eklemiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı kadının ispat külfetinde olduğu ve ispat için tanık deliline dayandığını belirtmiştir. Davacı tanıkları, davacının akrabası olup hangi altının davalı tarafından bozdurulduğunu, hangi altının ise davacı tarafından harcandığına dair ayrıntılı beyanda bulunmuştur.
Yargıtay, ilgili kararında, hakimin tanık beyanı ile bağlı olmadığını, tanığın doğru söylemediğine dair belirti ya da inandırıcı delil yok ise tanık beyanlarının aksi yönünde karar verilmesini engelleyebileceğini belirtmiştir. Bunun yanında akraba ya da diğer bir yakınlı türünde tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep değildir. Bütün bu nedenlerle ilgili kararda, tanık beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ve mahkemenin vermiş olduğu kararın bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/9471 Esas, 2018/12221 Karar)
Ziynet Eşyalarında Talebe Bağlılık
Taraflar arasında görülen davada, ziynet alacağına ilişkin talepte bulunulmuştur. Davacı taraf, düğünde takılan altınların bozdurulduğunu ve toplam 5.000 TL değerindeki yatak odası takımı ve ev aletleri gibi eşyaların bedelini talep etmiştir. Ancak davalı ise, davacının evden ayrılırken eşyaları yanında götürdüğünü belirterek davacının açmış olduğu davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda davacının açmış olduğu davadaki talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay, temyiz itirazı sonucu dava dosyasını incelemiştir. Tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olduğu ve fazlasına dair bir şeye hükmedemeyeceğini belirtmiştir. Bu nedenle hakim, istenilenden fazla bir şeye hükmedemeyeceğini belirtmiştir. Somut olayda, bilirkişi raporunda davacıya 12 bilezik, 14 ayar bir bileklik, 14 ayar tek taş, 14 ayar alyans, 14 ayar inci kolye, 14 ayar bileklik, 18 adet çeyrek altın, 1 yarım ve 1 tam altın takıldığını tespit etmiştir. Mahkemece, bilirkişi tarafından hesaplanan rapor hükme alınmıştır. Ancak davacı, dava dilekçesi ile 11 bilezik ve 10 çeyrek altın ile sınırlamıştır. Bu nedenle yargılama davacının talebi doğrultusunda yapılması gerektiğinden mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/100 Esas, 2018/12139 Karar)
X-RAY Cihazından Geçerken Valizden Düğünde Takılan Altınların Çıkması
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasında, davacı ziynet eşyasına dair talepte bulunmuş ancak mahkeme davanın reddine kararı vermiştir. Davanın ret kararına karşılık, davacı temyiz yoluna başvurmuştur.
Taraflar 2001 yılında evlenmiş, evlendikten sonra yurt dışında ailesi ile birlikte kalmaya zorlanmıştır. Davalının kendisini başkası ile aldattığını öğrenen davacı, pasaportu alındıktan sonra Türkiye’ye baba evine yollanmış ve takılan takıların kendisine verileceği söylense de takılar iade edilmemiştir. Davacı, takıların aynen iadesine, mümkün değil ise şimdilik bildirilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iade edilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Ancak yerel mahkeme, davacının davasını ispatlayamamış olduğundan davanın reddine karar vermiştir.
Davacı tanıkları mahkemede, tarafların Belçika’da ayrıldıklarını ve Türkiye’ye birlikte geldiklerini, havaalanına birlikte gittiklerini beyan etmiştir. Davalı tanıkları, havaalanında X-RAY cihazından birlikte geçerken davacının valizinin açıldığını ve içinden çok sayıda altın çıktığını ve görevlilerin sorması üzerine bu altınları ağabeyine takacağını söylediğini belirtmişlerdir. Ancak davalının diğer tanığı, X-RAY cihazından geçerken durdurulmadığını davacı Belçika’da valiz hazırlarken altınları valizine koyduğunu ve ağabeyine düğünde takacağını söylemiştir.
Yargıtay kararında, davalı tanıklarının çelişkili ifadelerde bulunduğunu ve davalıların altınların davacı üzerinde kaldığını tanıtlayamadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle davanın reddine kararı verilmesinin hukuka aykırı olmasından bozma kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/484 Esas, 2018/11743 Karar)
Davacının Altınların Zorla Elinden Alındığına Dair İddianın İspatlanamaması
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasında, dava dilekçesinde katkı payı ve katılma alacağı talebi ile birlikte ziynet eşyalarının iadesine ilişkin talepte bulunmuştur. Davalı ise davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme tarafından davacının ziynet eşyasının iadesine dair talebi kabul edilmiştir.
Somut olayda davacı kadının boşanma davası açmak için ortak konuttan ayrıldığına ziynet eşyasının evde kaldığını ileri sürmüştür. Davalı koca ise ziynetlerin davacı eşinden alınmadığını ve onda kaldığını savunmuştur.
Yargıtay, kararında, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen ve kolayca taşınabilen bir eşya niteliğinde olduğunu belirterek davacının dava konusu ziynet eşyasının elinden zorla alındığını ispatlamakla yükümlü olduğunu belirtmiştir. Ancak somut olayda, davacı kadının eşi ile aralarında geçen bir tartışmada baba evine davalı tarafından bırakıldığını ve daha sonrasında davalının iş yerine gittiğinde konuştuğunu, davalının hatasını kabul ettiğini belirterek müşterek konutta birlikte yaşamaya devam ettiklerini belirtmiştir. Daha sonra, davacı kadının evi son terk ettiğinde ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğu ve zorla elinden alındığını ispatlayamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne kararının hukuka uygun olmaması gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/11912 Esas, 2018/18269 Karar)
Ziynet ve Çeyiz Alacağında Senede Karşılık Senet İspatı
Taraflar arasında görülen davada, ziynet eşyası ve çeyiz alacağına dair talepte bulunulmuştur. Davacı, davalı eşinin baskısı ile altınları muhafaza etmek amacıyla banka kasasına konulduğunu belirtmiştir. Davacı, banka kasasına konulan altınların kayınvalidesi tarafından kendi adına olan bir kasada muhafaza edildiğini haricen öğrendiğini belirtmiştir. Davacı, müşterek konuttan ayrılırken ziynet ve çeyiz eşyalarını istediğini ancak davalıların kabul etmediğini belirterek alacak davası açmıştır.
Mahkemede görülen dosyada, çeyiz senedinde imzası bulunanların imzaya karşılık itirazda bulunmadığı, çeyiz senedinde yazılı olan çeyiz ve ziynet eşyalarının teslim edildiği tarafları bağladığı, davacıya bu eşyaların iadesinin yazılı bir şekilde ispat edilmesi gerekmektedir. Davalılar, savunmalarını tanıkla kanıtlamalarının hukuken mümkün olmamasına rağmen tanık deliline dayanmış ve yemin deliline de dayanmamışlardır. Bütün bu nedenlerle, mahkeme, davacının davasını kısmen kabul etmiş ve davalılar temyiz yoluna başvurmuşlardır.
Yargıtay, dosya incelemesinde, davacı, evlilikten sonra bir süre Türkiye’de, daha sonra Belçika’ya gittiğini ve gittikten sonra kendisinde bulunan ziynet eşyalarını davalı baskısı sonucu davalılara verildiğini ileri sürmüştür. Davacı, eşyaların kendisine teslim edilmediğini ileri sürmüş, zorla elinden alındığını belirtmiştir. Davacı, zorla elinden alındığını belirterek teslim edilmediğini belirtmemiştir. Bu durumda da ziyneti davacıya iade edildiğinin kabul edilmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin kararını bozmuştur.
Ziynet Alacağına İlişkin Talepte Yemin Delili
Taraflar arasında boşanma davası ve ziynet alacağına ilişkin talepte bulunulan dava görülmüştür. Mahkeme tarafından kadının açmış olduğu boşanma davası kabul edilmiş, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak mahkemenin vermiş olduğu hükme erkek tarafından temyiz itirazında bulunulmuştur. Yargıtay, kadının takı para alacağına ilişkin temyiz itirazına yönelik incelemede, taraflardan her birinin dayandırmış olduğu olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın takı para alacağı olan 2000 TL’nin kendisinden alınarak iade edilmediğini ileri sürmüş ancak iade edilmediğini delillerle ispat edememiştir. Ancak davacı-karşı davalı kadın delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen taraf, iddiasını ispatlayamadığı vakit, talebine ilişkin yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalıdır. Mahkemenin yemin delili ile ilgili usuli işlemler yapılmadan hüküm kurulması eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan reddine kararı doğru görülmemiştir. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/6553 Esas, 2018/12197 Karar)
Sık Sorulan Sorular
Boşanmada düğünde takılan altınlar kimde kalır? (Kime verilir?)
Yargıtayın birçok emsal kararında, düğünde takılan altınların kadına ait olduğuna dair kararlar vermiştir. Düğünde takılan altınlar kadına ait olduğundan takılar, kadında kalmalıdır. Ancak takılar kadında kalmamış ise kadın açmış olduğu boşanma davasında takıların iadesini talep etme hakkına sahiptir.
Boşanmada düğünde takılan altınların ispatı nasıl yapılır?
Düğünde takılan altınların ispatı genellikle tarafların düğününü kayda alan video görüntüleri veya fotoğraflardır. Düğünde ne kadar altın takıldığı ve takıların dava açılış tarihine göre hesaplanması bilirkişi tarafından yapılacağından düğün CD’si veya fotoğraflar delil olarak sunulabilir.
Boşanmada düğünde takılan altınlar nasıl hesaplanır?
Öncelikle düğün CD’si, fotoğrafı veya düğünde takıların takılmasına şahit olan tanık delili ile düğünde ne kadar takıldığının tespiti mahkeme tarafından tayin edilen uzman bilirkişi tarafından yapılacaktır. Ne kadar takı takıldığının tespit edilmesi sonrasında takılar dava açılma tarihi değerindeki kura göre hesaplanacaktır.
Anlaşmalı boşanmada altınlar ne olur?
Anlaşmalı boşanma davasında, taraflar boşanma yanında boşanmaya bağlı diğer unsurlarda da anlaşmalıdır. Anlaşmalı boşanmada taraflar boşanmaya bağlı olan düğünde takılan altınlara dair bir anlaşma gerçekleştirmelidir. Taraflar mahkemeye sunacakları protokol ile takıların kimde kalacağına dair bir madde hükmü koyabilirler.