Sağlık hukuku, dar anlamda tanımlamak gerekirse sağlık hizmeti alan doktor ve hasta arasındaki ilişkinin hukuki niteliğini kapsamaktadır. Hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğu, idari sorumluluk, hastanın ve hekimin sorumluluğu ile yükümlülükleri, sağlık çalışanlarının hakları, tıbbi müdahalede hastaya dair aydınlatma ve rızaya dair yasal dayanaklar sağlık hukuku çerçevesinde düzenlenmiştir.
Sağlık hukuku, karma bir hukuku dalı olup en başta Anayasa temelini oluşturmak üzere ceza hukuku, idare hukuku, medeni hukuk ile ilişkilidir. Anayasanın 56. maddesinin ilk fıkrasında “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” hükmü düzenlenmiştir. Kişinin sağlıklı bir çevrede yaşaması, sağlık hizmetinden yararlanması gibi hakların anayasal hak olduğu göz ardı edilmemelidir. Sağlık hukukuna dair çok sayıda düzenleme bulunmaktadır:
Sağlıklı yaşam hakkı, sağlık hizmetinden yararlanma hakkı, hastaların yükümlülüğü, hekimlerin tedavideki sorumluluğu ve hakları gibi birçok detay gerektiren konu sağlık hukuku alanında düzenlenmiştir.
Sağlık hukuku, hastalara uygulanacak tıbbi müdahalenin şartları, özel muayenehanelerin, hastanelerin yükümlülüklerini düzenlemiştir. Kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, yönetmelikler çerçevesinde sağlık hizmetine dair kurallar ve hükümler düzenlenmiştir. Böylelikle sağlık hukukuna uygun bir şekilde hasta ve hekimlerin hakları, yükümlülükleri korunmak istenmiştir.
Hekimin yükümlülüklerinden birisi de konusunda tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getiren aydınlatılmanın yapılmasıdır. Hastaya yapılacak tedaviye ilişkin riskleri, yararlarının hekim tarafından detaylı ve anlaşılır bir biçimde aydınlatmanın yapılması gerekmektedir. Ayrıca hastanın kanuni çerçevede yapılan aydınlatmaya gönüllü bir şekilde rıza göstermesiyle tedavinin uygulanması gerekmektedir. Aydınlatılacak kişinin kim olduğu, aydınlatma zamanı, aydınlatmanın içeriği konusunda hekimin aydınlatmaya dair her türlü hukuki boyutunu mesleğini hukuki güvende icra etmesi açısından önemlidir.
Diğer bir konu da sağlık hizmetinden yararlanan hastaların mahremiyeti konusudur. Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesinin 1. fıkrasında “sağlık hizmeti sunumunda görevli kişiler; ilgili kişinin sağlık verilerine ancak, verilecek olan sağlık hizmetinin gereği ile sınırlı olmak kaydıyla erişebilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Hastalara ait bilgiler, sağlık verilerinin saklanması ve paylaşılmaması konusunda hastanelerin ve devletin hasta verilerini kaydetmiş olduğu sistemleri hukuka uygun olarak kullanmalıdır.
Sağlık hukukunda en çok konuşulan ve tartışılan konu ise malpraktis davalarıdır. Hekimin tıbbi müdahalesi esnasında ihmali, bilgi eksikliğiyle hastaya hasar vermesi halinde açılan tazminat davasıdır. Malpraktis davalarında hekimin tıbbi müdahale esnasında istenilmeyen bir sonuca varmış ve hastada zarar meydana gelmiş ise tedavinin yanlış uygulanıp uygulanmadığı, konsültasyon olup olmadığı araştırılacaktır. Hekimin hatalı tedavi uygulaması halinde hastanın uğramış olduğu ekonomik giderinde azalma meydana gelmesi halinde maddi tazminat, psikolojik olarak çöküntüye uğramış ise manevi tazminat davası açılacaktır. Hekimin özel hastanede hatalı tedavi uygulaması halinde açılacak davada görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Hekimin cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Hastanın haksız fiile uğraması halinde taksirle yaralama, ölüm meydana gelmiş ise taksirle öldürme suçundan soruşturma başlatılacaktır.
Sağlık hukuku avukatı, sağlık ve tıp hukuku alanında kendisini geliştirmiş ve çoğunlukla bu alanda çalışmalarını yürüten avukattır. Sağlık hukuku avukatı, sağlık hukuku alanında gerçekleşen hukuki uyuşmazlıklara dair süreçleri başlatacak ve sürecin takibini gerçekleştirecektir. Hekim hakkında hatalı tıbbi müdahalede bulunduğu gerekçesiyle dava açılması halinde hekimin vekilliğini yapabilecektir. Hekimin yapmış olduğu tedavide istenilmeyen sonuçla karşılaşılmasında; sonucun konsültasyon teşkil edip etmediği, tedavi öncesinde tedavi riskine dair hastaya detaylı aydınlatmanın yapılıp yapılmadığı, öte yandan hastanın aydınlatılmış rızada bulunup bulunmadığı önem taşımaktadır. Kısacası tıbbi müdahalenin hukuki şartları detaylı incelenerek hekim adına dosya üzerinden vekillik hizmetinde bulunulacaktır.
Diğer yandan sağlık hukuku avukatı, hekimin hatalı tedavi uygulaması nedeniyle uğranılan zarar adına malpraktis davası açılmasında dilekçe yazımını gerçekleştirecek, dava sürecini takip edecektir. Ayrıca hastaya yapılan müdahale nedeniyle ceza davası açılmasında vekillik hizmetini gerçekleştirecektir.
Sağlık hukukunda emek veren avukat hastane vekilliği hizmeti de vermektedir. Hastanede hasta bilgilerinin saklandığı sistemin hukuka uygun olup olmadığı, kişisel verilerin ihlalinin önlenmesi amacıyla tedbirlerin alınması adına vekillik hizmetinde bulunacaktır. Ayrıca hastane vekilliği, hastanede çalışan hekimlerin aydınlatmasına ve hastanın rızasına dair hukuki bilinçlendirmede bulunarak tedbirler alınmasını sağlayacaktır.